burma
-
uygur türkçesinde de kullanılan ve helezoni/burgu/spiral yapıları bildiren "bur" kökünden gelen sözcüğümüz.
kök sözcüğün uygur türkçesindeki türevleri;
burma: burgu, vida.
burmaq:
1- çevirmek.
atning beshini burdi (atın başını çevirdi)
2. dolamak, sarmak.
buralma: helezon, sarmal.
burash: burma, bükme. (saatni burash – saati kurmak)
burgha: burgu.
burgha bilen teshmek – (burgulamak; matkapla delmek)
burghay: kıvrık; kıvırcık.
burghay chach: kıvırcık saç
burghay chachliq: kıvırcık saçlı.
burghuch: tornavida.
burghuchi: sondajcı.
burghuchiliq: sondaj işi. (burghuchiliq qilmaq – sondaj işçiliği yapmak.)
burghulimaq: burgulamak.
burghuy: burgu.
burghuychi: matkapçı, delici.
burmichi:
1- matkapçı, delici.
2. dönek, kaçamak eden. (mec.)
burumaq:
1- burgulamak, matkapla delmek
2. çevirmek, döndürmek.
burmilash: kaçamak hale getirme, döneklik. (mec.)
bu faktni qesten burmilighanliq buludu (bu delili kasıtlı halde kaçamak hale getirmek olur/ döneklik olur)
burmilimaq: kaçamak etmek; kaçamak hale getirmek, döneklik etmek (mec.)
burulma: dönme, dönüş, çevirme, bükülme.
burulma: burulma, çok dönüşlü, burulma yol – çok dönüşlü yol, büklümlü yol.
burulush: dönüm, dönüş, bükülüş.
helezoni/spiral yapı bilgisi veren bu kök sözcükten zaman bilgisi veren sözcükler de türetiyoruz. çünkü zaman spiral/helezoni yapıdadır.
burna: daha önce; daha erken.
burnaqi: evvelki, önceki, bundan önceki. (burnaqi kim – geçen gün; evvelki gün)
burundin: önceden, eskiden, eskiden beri, çoktan.
uni burundin bilimen (onu önceden bilirim.)
burunqi: önceki, eski, kadim.
görsel
edit:
bağlantılı kavramlardan bazıları;
(bkz: #158160993)
devran: #158231269
edit 2:
kök sözcük kırgız türkçesinde de çok aktif bir şekilde kullanılmakta.
bur: döndürmek, çevirmek; yoldan çevirmek
suu bur. (suyu başka yönete çevirmek)
attın başın bur. (atın başını çevirmek.)
bura:
1. koklamak.
2. kokmak, koku vermek.
3. vidalamak, vida ile mıhlamak, bükerek sıkıştırmak.
saat bura (saati kurmak)
içim burap oorup turat : (midem buruyor ve ağrıyor)
bural: burmalı olmak; yılankavi olmak; vida ile mıhlanmış olmak, bükerek pekiştirilmiş olmak.
boporoz tütünün buraltıp : (ağzından) sigara dumanını savurarak çıkarmak.
burama burmalı: vida, burgu, şişeaçar, tirbuşon (tire-bouchon).
burana:
1. direk
2. kule
buran kıvrılma: kırıtma.
cılanday buran taştayt. (yılan gibi kıvrılıyor)
cılanday burañ bel. (ince ve bükülgen bel)
buranda:
1. kıvranmak, yılankavi olmak.
2. yapmacık, düzme hareketlerde bulunmak. (kıvırmak) "mec."
burat: büktürmek, burdurma, buram buram (toz, duman) çıkarmak.
burganak; kar kasırgası, burgaç.
burganakta- kasırga yapmak.
burganaktap kar caadı. (kar yağdı ve kasırga yaptı)
burgu: buram buram yükselmek (duman hakkında).
burgu: buran buram toz kopararak koşturmak, (atı) dörtnala koşturmak.
burguyla: dörtnala koşmak. (toz bulutunun bükülmesi nedeniyle)
burkak tipi. (kar kasırgası)
burkura:
1- buram buram çıkmak, yükselmek (duman, toz hakkında)
2. acı acı ağlamak, yüksek sesle gözyaşları dökmek. (mec.)
burkurak burkurak cıttuuk (kuvvetli koku dağıtan, pek fazla kokan; güzel kokulu)
tütün burtuldayt : duman buram buram çıkıyor.
burkuat- et. burkura-dan; makorkeni burkuratıp sorup alıştı : (mahorka denilen kaba tütünü) buram buram duman çıkararak çekiyorlardı.
burma burmalı, burma; burma köz : işveli nazarlar atan kadın, göz atan kadın.
burma moyun (bir kuş adıdır): burma boyun.
burmala: burma şeklinde hareket ettirmek; döndürmek.
burmaloo: bükmek, burmak.
burmalooçu: bükücü, burucu.
buroo: bükme, burma, vidalama.
bursat: zaman, vakit.
bursatka kelbey üzüldü (vakitsiz öldü)
buruguy bükülmüş, burulmuş, burmalı.
buruksu: güzel koku neşretmek, güzel kokmak.
burul: dönmek.
buruldap kara koyuu kök tütündör buralıp kalıp barat.
(kara, koyu mavi duman buram buram çıkıyor, yükseliyor- duman kıvrıla kıvrıla- burula burula çıkıyor.)
mıltıktın tütünü buruldap sozuldu : tüfeğin dumanı burularak-kıvrılarak uzadı.
buruluş:
1. dönüş; (yol, sokak veya ırmağın döndüğü yer)
2. buhran, dönüm noktası.
buruş:
1. çevirme, dönüş.
buruş cür: dolambaçlı yoldan gitmek, yürümek.
buruuçu: burcu, çevirici, döndürücü.
buruy: bükülmek, burulmak, burmalı olmak.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap