hesabın var mı? giriş yap

  • kendi değerinin farkında olmamaları.

    mesela ortalamanın üzerinde ve doğal bir yakışıklılığa sahiptir ama bunu önemsemez, çünkü fark bile edemez.
    bi yerde görürsün, içine düşersin, gülümsersin, döner arkaya bakar, hiç üstüne alınmaz.
    işyerinde gayet başarılıdır ama kendini satmayı beceremez, gösterişi, yalanı dolanı bilmez.
    kendine yazan kızları fark bile etmez. bu onu daha da şirin yapar.

    çk salaq yhaaa :d:d:d

    bu cinsler gidip işyerindeki en çirkin karıya körkütük âşık olur, evlenir, 56 yaşında da kalp krizinden ölürler genelde.

    edit: alooo, bişi dicem, okuyup da "direkt beni anlattın" diyosan eğer, hayır bebeğim anlattığım sen değilsindir, çünkü o adam böyle bir entry'yi okuduğunda "vay amk ne adamlar var lan" der, "ohaa beni anlatmış" demez. ^_^

  • evet arkadaşlar yeni türkiye sayesinde gördüğümüz yeni bir uygulama daha.

    sen misin kanser uyarısı yapan

    --- spoiler ---

    edirne’de kamu hastaneleri birliği’ne bağlı devlet hastanesi’nde gastroenteroloji uzmanı dr. dilek tucer, düzenlenen basın toplantısında ergene nehri’nin suladığı alanlarda yetişen pirinçlerin kansere yol açabileceğini söylediği gerekçesiyle edirne valisi dursun ali şahin tarafından görevinden alındı. vali şahin, doktoru açıklamasından dolayı değil, gelişi güzel basına bilgi vermesinden dolayı görevden aldığını açıkladı.
    --- spoiler ---

    bir açıklama ile bir doktor vali tarafından görevden alınabilir mi?

    doktorun söylediği gerçeği yansıtmıyorsa ergene civarında artan kanser oranları gerçeği yansıtmıyor mu?

  • son yıllarda izlediğim en güzel türk filmlerinden biri, serkan keskin'in, ertan saban'ın ve ali atay'ın ellerine kollarına sağlık. çok başarılı bir film olmuş. ayrıca ali atay ve ertan saban'ı her hafta mutlu ol yeter'de de izlemek ayrı bir mutluluk.

  • patlama noktasından 10 km öteden bazı camların kırıldığı şeklinde ifadeler var. bu demek oluyor ki bu mesafede şok dalgası en az 0,7 - 1 kpa civarında basınç oluşturmuş, bu da en az 100 - 200 ton civarında tnt eşdeğerinde patlayıcı demektir. patlayıcının türüne göre bu miktar azalır ya da artabilir. ayrıca videolarda sakarya'daki patlayan fabrikadan artık aşina olduğumuz havai fişeklere benzeyen ışıldamalar görülse bile, asıl patlama sonrası görünen turuncu - kırmızı yoğun duman, patlayan kimyasalın yapısında azot oksitli bileşiklerin (nox) varlığını gösterir. böyle bir duman daha ziyade doğrudan maden vb. işletmelerde kullanılan patlayıcılara veya savaş mühimmatına işaret eder.

    yani patlamanın boyutuna ve işaretlerine bakacak olursak, patlayıcı veya mühimmat deposu patlamış diyebiliriz.

  • bu kongreyi özellikle akp'ye oy veren esnaf ve işleri etkilenenler izlesin. izlesin ki görsün; kısıtlama kapsamında dükkana müşteri almam yasak ama binlerce insan bir salona dolduruluyor. lan ben enayi miyim, dalga geçer gibi iş yapılıyor desin kendi kendine.

    bunları düşünebilip de hala akp'ye oy veren de varsa içlerinde ne denir ki daha?

  • kesinlikle desteklediğim başvurudur.
    40 yaşında emekli olmak nedir allah aşkına.
    seçim olmasa böyle bir kazanımları olabilir miydi.
    umarım aym kararı iptal edebilir.

  • spoiler içerir

    better call saul'un son sezonunun altıncı bölümü olan “axe and grind”in açılış sahnesi, dizideki en sessiz trajik sahnelerden biridir. howard hamlin, başyapıtını inşa eden bir sanatçının özeniyle büyük bir ihtimam ve incelikle eşi cheryl için bir sabah kahvesi hazırlar. üstüne köpükten bir barış sembolü resmi çizer ve mutfak tezgahına bırakarak cheryl'e "bu, senin için" der.

    ancak cheryl, howard'ın son bir buçuk yıldır uyuduğu misafir yatak odası ile ilgili imalı bir yorum yaparken, onun için özenle hazırlanan bu kahvenin güzelliğinin farkına bile varmaz ve yolda içmek için bardağı aldığı gibi termosuna boşaltır. howard hiçbir şey söylemez ama cheryl evden çıktıktan sonra yüzündeki ifade herşeyi anlatır. bittiğini kabul edemeyecek kadar gurur duyduğu bir evliliği kurtarmak için çabalayan bir adamın ümitsiz ifadesi. normalmiş gibi görünmeye devam etmesi, cheryl'in termosuna aktarırken tezgaha döktüğü kahveyi temizlemesi trajediyi daha da artırır.

    son bir trajedi perdesi de yine aynı bölümde gelir. hhm ile sandpiper crossing davası için schweikart & cokely arasında bir toplantı olacaktır. toplantıdan önce howard, sandpiper bakımevinin yaşlı bir sakini olan irene ile tanışır. irene durum hakkında biraz endişeli ve işlerin ne kadar uzun sürdüğüyle ilgili sıkıntılıdır. howard sakince endişelerini yatıştırır. o gün olacak her şeyi ona nazik ve saygılı bir şekilde açıklar ve irene'nin onun patronu olduğunu vurgular. onu toplantıya kendisi tekerlekli sandalyede götürmeyi teklif ettiğinde veya asistanından ona (tıpkı onun sevdiği şekilde) biraz bal katılmış bir fincan papatya çayı yapmasını istediğinde, bunu onun üzerinden kazanacağı paraları hayal ederek samimiyetsizce yapmıyordur. bunu gerçekten umursadığı ve bu işin böyle yapılması gerektiğini düşündüğü için yapar. howard hamlin hiç şüphe olmaksızın ahlakı/etiği para ve gücün önüne koyan bir avukattır.

    bu bize, "howard hamlin burnu havada, zengin çocuğu, kibirli ve ukala gibi görünüyordu ama hiç de öyle değilmiş" şeklinde verilmedi aslında. dizi başladığında howard'da tüm bunlardan biraz vardı. ama altı sezon boyunca, huzur bulamadan hırslarının peşinden koşmanın bir insana neler yapabildiğini görerek geçirdi. ve o kendini beğenmiş yaldızlı ambalajının altında aslında iyi biri olduğunu belki de namast3 plakalı otomobili ile bize daha ilk sezondan göstermek istediler. neredeyse bütün karakterlerin tüm iyi niyetlerine rağmen kendilerini suç dünyasının daha da derinlerine inmekten alamadığı, ahlaki açıdan sürekli daha da yozlaştığı breaking bad evreninde, howard hamlin işlerin tersine işlediği nadir karakterlerden. 6 sezon sonunda tüm bu yolculuktan iyi bir adam olarak çıktı.

    tam da sandpiper davasıyla ilgili toplantı yapılacağı ve akşamına öleceği bu lanet gün, odasına destursuz dalan stajyerin asitli içecekleri yere dökmesi sonrası ona koskoca şirket sahibi olarak yardım etmesi (ne var ki bunda demeyin, bu büyüklükteki bir şirkette şirket sahibine stajyerler teleskopla bakar) ve ona çalkalanan asitli içeceğin nasıl açılacağını anlatması...
    ona bunu öğreten chuck'ı anması ve tanıdığı en iyi avukat olduğunu söylemesi. ve stajyerin, "umarım bir gün benden de böyle bahsederler" demesi sonrası howard'ın, "belki de daha önemli şeyler vardır" demesi. bu da, hayattaki arzularının, hırslarının; hayata bakış açısının net şekilde değiştiğini gösteren bir sahnedir.

    diziler tarihine patrick fabian'ın da kusursuz oyunculuğu ile altın harflerle yazılan bir karakter olarak bizlere veda etti.

  • vallahi böyle giderse yakında zaten tamamen çekilirler yani türkiye'de de olmazlar
    yaklaşık bir saat önce 800'lü bir numaradan arandım. getir'in telefon numarasıymış.
    dedi ki '' 200 lira hediyeniz adınıza tanımlanmıştır, kampanyalar kısmından bakarak, yararlanabilirsiniz''
    2 seneyi aşmıştır getir'den sipariş vermeyeli. dur bir bakayım dedim, nedir ne değildir diye.
    evet 200 lira indirim hakkı verilmiş, 600 tl alışveriş yaparsam kullanabileceğim.
    iyiymiş dur yapalım madem dedim, ama ne göreyim
    '' ay çiçek yağında kullanamıyorsun, kolada kullanamıyorsun, et ürünlerinde kullanamıyorsun, süt ürünlerinde kullanamıyorsun, kullanamıyorsun da kullanamıyorsun''
    kullanabildiğimiz ürünleri yazsalar daha kolay ve zahmetsiz olur. ben kullanabileceğim bir şey bulamadım açıkçası.
    olur da yetkilileri burayı okur ise, onlara söyleyeceğim '' sizin yapacağınız kampanyaya tüküreyim''