hesabın var mı? giriş yap

  • bir su baskını sonrasında çadırda kalan bir felaketzede:

    - çadırlar su geçiriyor, üşüyoruz.. çoluk çocuk perişanız. nerde bu devlet, nerde bu millet, (karısına dönerek) nerde benim pijamalarım?

    not: daha sonra "nerde bu devlet, nerde bu millet" kısmı uzun süre show tv ana haber jeneriğinde kullanıldı.

    14 yıl sonra gelen edit: böyle bir şey hiç olmamış, zihnimin bir oyunuymuş. "nerde benim pijamalarım" kısmı levent kırca parodisinde varmış. ben de çok üzüldüm bunu öğrenince tabi ama n'apalım. historien'e teşekkürler.

  • söyleyeceği şeyi dolandırmada usta, ima yapmada işinin ehlidir:

    - seni buraya hangi rüzgar attı nina? yoksa "ağır" ve "pirinçten" bir rüzgar mı? ha?
    - nicholas'ı pirinç mumlukla benim mi bayılttığımı ima ediyorsun?
    - bilmiyorum nina, sen ne dersin, ha?

    hep böyle bir alaycı hava, abuk subuk imalar... hep böyle bir küçük dağları ben yarattım, siz de şans eseri oradan geçiyormuşsunculuk... "bilmem, sence de öyle mi?" 'ler, lafı şakacıktan bir tarafından anlıyormuşçuklar... cukcuklar, cikcikler...

    - bir içki hazırlamamı ister miydin richard? hah hah... ister misin?
    - evet, lütfen. sert olsun.
    - sert diyorsun... pirinçten bir mumluk gibi sert...
    - nicholas'ı benim bayılttığımı mı ima ediyorsun?
    - senin bayılttığını ima ettiğimi de nerden çıkarıyorsun?
    - ya kafasına ben vurmuşum gibi sürekli imalar bakışlar filan atıyosun...
    - nicholas'ın sadece bayıldığını biliyorduk richard... kafasına vurulduğunu değil! hah ha! kendin söyledin!

    sanki totoşuna vurulsa bayılacak nicholas, heralde kafasına vuruldu. bunu bilmiyor mu? tabi biliyor. ama tehditkar, alaycı, karşısındakini tiye alan, her an patlamaya hazır bir bomba imajını sarsacak bir hata yapmaması lazım.

    - sana bir şey itiraf edeceğim daniel. nicholas'ı ben bayılttım.
    - ne? sen mi? o zaman kaç bölümdür ne diye ima üstüne ima yapıyorsun? hasta mısın kuzum?
    - kuzun? kuzu mu? hah... pirinçten ve ağır bir kuzu heykeli mi ha? kuzu şeklinde bir mumluk mu?
    - rahatsızsın olm sen.

  • kanada'da capiliano adında, yerden 700 metre yükseklikte bulunan, rüzgarın da etkisiyle sürekli sallanan, gıcırdayan 137 metre uzunluğunda dar bir asma köprü var.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/…raj0mqbjxjdtd7i

    üzerinde yürütmenin cesaret gerektirdiği bu köprüde 1974 yılında donald dutton ve arthur aron isimli iki araştırmacı tarafından bir deney yapılmış. deneyin amacı korku ve cinsel tahrik arasındaki ilişkiyi belirlemek.

    deneyde çekici bir kadın, köprüden geçmekte olan bekar erkeklere yaklaşarak bir psikoloji deneyine katılmak isteyip istemeyeceklerini soruyor ve deneyin çekici bir manzaranın yaratıcı ifadeye olan etkilerini araştırmak için yapılacağını söylüyor. kabul eden deneklere, elleriyle yüzünü kapatmış bir kadın fotoğrafı gösteriliyor ve deneklerden bu fotoğrafa bakarak dramatik bir hikaye yazmaları isteniyor. bu fasıl bittikten sonra kadın, deneklere teşekkür edip eğer araştırmanın sonuçları hakkında daha fazla bilgi edinmek isterlerse kendisini arayabileceklerini söylüyor ve numarasıyla adını (gloria) bir kağıda yazıp onlara veriyor. daha sonra kadının numarasını verdiği 20 erkekten 13'ü kadına dönüş yapıyor.

    araştırmacıların varsayımı, erkeklerin korku uyandıran bir ortamda bir kadınla buluştuklarında o kadını daha çekici bulacakları fikrine dayanıyor. bu yüzden deney daha sakin ve tehlikesiz bir ortamda tekrarlanıyor ve kadın, bu kez de kendini donna olarak tanıtarak bir bankta oturan erkeklere yaklaşıyor. yine aynı psikoloji deneyi numarasını anlatıp numarasını vererek oradan ayrılıyor. bu sefer 23 erkekten yalnızca 7'si kadına geri dönüş yapıyor.

    erkeklerin bekar, kadının ise çekici oluşu ile de bu sonuçlara bir açıklama getirilebilse de deneyde ilgi çekici bir başka kısım daha var. sallanan, titreyen köprü üzerindeki erkek deneklerin yazdıkları hikayeler, banka oturanlarınkine oranla daha fazla erotik hayal gücü içeriyor. bu da korku ile cinsel uyarılma arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

    deneyi hazırlayan araştırmacıların görüşü, yanlış uyarılma nedeniyle korkunun cinsel tahriği artıracağı yönünde. bu teoriye göre yoğun duygular içinde bulunduğumuz anlarda duygularımızı yanlışlıkla karşımızdaki kişi ile ilişkilendirerek hislerimizin o kişiden kaynaklandığını zannediyor ve bunu sıkça yapıyoruz. yerden bir hayli yüksekte, bir köprü üzerindeyken beynimiz tehlike sinyalleri veriyor. bu sırada kalbimiz daha hızlı çarpıyor, avuçlarımız terliyor, midemiz düğümleniyor. işte biz böyle bir durumdayken, yani bir nevi aşık olan kişi belirtileri gösterirken, yanımıza yaklaşan kişiyle bu duyguları ilişkilendiriyoruz. bunun sonucunda ise aşık olduğumuzu sanmaya başlıyoruz fakat aslında düşmekten korkuyoruz.

  • demek ki haber doğru :))))

    ne var canım, kariyer dediğin zaten böyle bir anda "şaak" diye yükselmiyor mu?

  • ve benim gariban türk askerim bunlar için suriye'de şehit oluyor. yazıklar olsun akp'ye, ne hale getirdi ülkeyi.

  • 4-5 sene öncesine kadar türkiye'nin %99'unun böyle toplantılar yapıldığından faiz kararları değiştiğinden falan haberi bile yoktu. sağolsunlar herkesi ekonomist yaptılar, herkes ppk toplantısı bekler, sonuçlarını yorumlar oldu.

    eski, dünyadan bihaber günlerimize umarım tekrar döneriz. ben merkez bankası başkanının adını bile bilmediğim günleri özledim.

  • --- alıntı ---
    korkumuza yeni araba alamıyoruz
    --- alıntı ---

    illa benim iki çocuğumun boğazına göz dikip mi almak zorundasın? illa benim çocuklarımın süt parasıyla mı almak zorundasın?
    al kendi paranla, tutan mı var? hepinizin de maşallah 6 basamaklı geliri var. zaten cebinizden tek kuruş çıkmıyor. her şeyinizi ben ve benim gibilerinin çocuklarının boğazından kesip karşılıyorsunuz.
    bi zahmet bu kadar zenginlik içinde arabanı da kendin al sayın vergi yiyici.

  • başrolünde jahrein ve cüneyt özdemir'in olduğu bir saray projesidir. bu ikili işi gücü bırakıp samanlıkta iğne ararcasına muhalefetin sözde defolarını gündeme getirip "bakın gençler siyaset böyle kimse temiz değil" algısı yaratıp muhalif gençleri apolitize etmeye çalışmaktadır. amaçları oy kullanmamalarını sağlamaktır. böylelikle gençler sandığa gitmeyecek ve oyları dolaylı olarak saraya gidecektir.

    jahrein ve cüneyt, muhalefeti eleştirerek ne yapmaya çalıştığınızın farkındayız. ne yaparsanız yapın akp'yi ilk seçimde göndereceğiz. hem de gençlerle birlikte.

    edit: gençlerle birlikte ifadesinden sanki gençleri de göndereceğiz diye anlayanlar olmuş. tabii ki öyle demek istemedim. akp'yi gençlerin de oylarıyla göndereceğiz.

  • bildiğin yağmalanıyoruz hissi yaratıyor içimde. daha dün kadıköy'de akasya avm önünde taksi sırası beklerken, sıranın önünde değnekçinin gelen taksileri sırayla yolcu ile göndermesini görmesine rağmen, her gelen taksiyi önden durdurup atlamaya çalışan bir adam vardı, sandık ki türkçe konuşan değnekçi abiyi anlayamadığından atlayıp sıvışmaya çalışıyor, elbette hayır, karısını sokmuş sıraya aradan durdurusa sıradan atlayıp çevirip gidecek. baktı sırada önde duran iki kadın, türkçe anlamadığı gibi gördüğünü de idrak etmekte direniyor bu adam, bir de ingilizce deneyelim diyerek adama sıraya girmesi gerektiğini böyle taksi bulamayacağını anlatmaya başladı. adam döndü kadınlara ters bir aşağılayıcı el hareketiyle sus çekti, neden, çünkü kadın ona ne yapacağını söyleyemez, zaten olaya sinirlenip homurdanmaya başlayan insanlar bu harekete sessiz kalamayıp, sen kimin ülkesinde kimi susturuyorsun deyince, karısı olduğunu sandığımız dişi versiyonu çıkıp arapça ciyak ciyak bağırmaya ve tepki gösterenlerin üzerine el kol hareketi yapmaya başladı, bir de polis çağırın dedi, evet polis çağırın dedi, diğerleri de güvenliğe seslenip çağırın polisi diye kabul edince şaşırdılar biri ingilizce ülke benim ülkem, polis de benim polisim, kurallar da bu, buna uymayacaksınız defolun gibi birşey söyleyince adam ben kuveytliyim diyerek topladı ahalisini gitti, ne demekse kuveytliyim, benim param 1'e 60 alıyor seni de satın alıcam gör bak mı demek istedi anlamadım tabi. bu bana verdiği yağma hissi yeniden midemin bulanmasına sebep oldu.
    ortadoğu zihniyetiyle gelip, bunu yüzsüzce uygulamaya çalışan hiçbir ülke vatandaşını turist diye sineye çekemiyorum, aynı şey bodum vs.e gelip içip içip taşkınlıkla eğlenceyi ayıramayan batı, kuzey, güney ülkelerinin vatandaşları için de geçerli. 3 kuruş kazanıcam diye kültürünü ve kurallarını uygulamayanlar için de geçerli.

  • bilerek ve isteyerek yapılan eylem hata değildir.
    öz iradesi ile yapmış olduğu bir tercihtir.
    kendisi 18 yaşını doldurmuş cezai ehliyete sahip bir bireydir.
    sesi titremeden, arada nefes dahi almadan, gözlerini bir an bile kırpmadan kameraya söyledikleri şeyler basit yalan değildir. bilerek ve isteyerek manipülatif açıklama yapmak ya da bilgi dezenformasyonu olarak değerlendirilmelidir.
    kendi teşkilatında parlamak istemiştir. performansı ile ülke çapında tanınır hale gelmiştir.
    10 yıl sonra bile adı googleda aratıldığında, bolca iyi dilek ile karşılaşacaktır.
    evlendiğinde, muhtemelen kendi soyadını da kullanmak istese de, artık sadece eşinin soyadını kullanacaktır.
    muhtemelen o zaman bile yeni adı buraya bkz olarak verilecektir.
    unutulmayanlar köşesine hoş geldin sudem,
    toplumsal hafıza konusunda, burada binlerce manyak, sayılamayacak kadar da ruh hastası var.