26182 entry daha
  • kızılcahamam'a kar yağdı.
    söyleyeceklerim bu kadar.
  • az önce üşümekten uykum bitti de öyle uyandım bunu en son köydeyken deneyimlemiştim. baktım şimdi de üzerimde tuğla gibi bir yorgan var.
  • araç kullanan ve uzun süredir yaşayanların bildiği birşey vardır. cuma trafiği özellikle ayrı bir şeydir. özellikle cuma günleri memurlar servis yerine işlerine arabalarıyla gider ve o akşam bir yerlere giderler. ondan dolayı şehrin genelinde cuma günü ayrı bir trafik vardır. "tasarruf tedbirleri" adıyla kakalanan saçmalıklardan dolayı kalkacak memur servislerinden dolayı cuma trafiği diye birşey olmayacaktır. bu her güne yayılacaktır ve trafiği ekstradan şişecektir.
    toplu taşımanın berbat olduğu bir şehirde servisler kalkınca olacak şey işine arabasıyla giden binlerce kişiden dolayı aşırı yoğun bir trafik olacaktır.
    bu sayede öğrenci servisi fiyatları misliyle artacaktır. servislerin geneli 1 memur 1 öğrenci servisi olarak çalıştığı için gelirleri büyük oranda düşecek ve bu fiyatlara yansıyacaktır.
  • bu baslik altinda, ankara'ya dair herşeyi konuştuk ama bir zamanlarin kalite simgesi tarhan kitabevini konusmadik.
    yaşi tutanlar kolayca hatirlar..
    (bkz: https://tr.m.wikipedia.org/wiki/tarhan_kitabevi )
    gelmis gecmis en cool kitabevi idi..
    ankara sakarya caddesinin guzel ve kaliteli gunlerinde, bu ünlü caddeye girer girmez , bir kac dukkan sonra, sag tarafta idi yeri.
    ( bugun atasagun'un oldugu dukkan)
    o yillarda hic gorulmemis sekilde, nefis kuşe baskili renkli resimli, ithal kitaplar getirirdi sahibi ..
    buyuk boy olurdu bu kitaplar, tipki buyuk boy atlas ebadinda, giriste sag tarafta dururlardi...
    nasil kaliteli civil civil renkler, nasil kaliteli bir kuşe baski..
    oturdugumuz hosdere caddesinden minik harcliğimla kizilay dolmusuna biner, buraya girince direk ithal kitaplarin reyonuna yönelirdim.
    saatlerce alamadan incelerdim. tek tek sayfalarini açar bakardim. kimse de birşey demezdi o cocuga..
    ithal oyuncak bile kolay kolay bulunamayan o yillarda, kimbilir bunlari getirtmek için, o yillarin kambiyo mevzuati ile ne çok uğramiştir, izzet bey..
    nasil bir vizyon ve çaba 1970'li yillar için..
    kizilay'da buyuk gima, buyuk gima binasinin altinda ise buyuk postanenin oldugu , postane civarinda simli kartlar satan saticilarin oldugu yillardi..bunlar zarfa koymadan postalanirdi.. yeni dogan bir bebek kutlamasi için ise, kartin ön yüzünde cok şeker bebek resimleri olurdu..yeni yil kutlamasi ise , buna uygun temalar..
    ben kucuk olmama ragmen, tarhan kitabevine girdigimde , nasil keyif aldigimi bugun gibi hatirlarim...
    ülke değiştirmişim gibi hissettirirdi, o yillar için..
    sözlükte tarhan kitabevini anmak, o tek kanalli siyah beyaz tv gunlerinde, internetin, cep telefonunun keşfine daha onlarca yil olan o gunlerde minik bir cocugun dunyasini renklendirip, dünyayi ögreten o kitabevinin sahibini anmak boynumun borcu gibi hissettirdi şu an...
    ve aklima düştü, ne oldu acaba o vizyoner kitabevi sahiplerine diye..sahibi kibris'li izzet bey coktan rahmetli olmus...
    rahmetli izzet tarhan'in eşi , nevin tarhan ( turkiye'nin ilk kadin hakimlerinden ) ile ilgili ise şöyle bir trajik yazi var internette.( 2004)
    https://www.hurriyet.com.tr/…asci-araniyor-38575771
    (bkz: #150963746)
  • yağmur yağdığında bu şehrin insanlarının araba sürmeyi unutmak gibi garip huyları vardır.
  • bi beşyüz gün uyuma isteği doğuruyor bu şehir bende.
  • hayatımı silkeleyen şehir.
  • dogma büyüme ankaraliyim. gri diyen de var ruhsuz veya memur sehri diyen de. hem türkiye'de hem yurt disinda onlarca sehir görmüs biri olarak, ben ankara'dan baska yerde yasamam. yasayamam degil, yasamam iste. ankara evim, yuvam, sakli bahcem. kelimelerle ifade edilmeyecek bir bagim var angaramla, 3 gün ayri kalsam geri döneyim, tunalida dolanayim, kizilayda kitapci gezeyim istiyorum.
  • görsel

    hep sözel yazılıp çiziliyor ankara üzerine. bakın fotoğrafa! ne kadar düzenli, geniş caddeleri, post modern binaları.
  • bugün havası tam sevdiğim ayardaydı. ama benden başka tişört giyen yoktu sanırım sokakta. başkasını bilmem ama serinliğiyle, griliğiyle seviyorum ben burayı.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap