• amerikan devrimi’nin tarihsel koşulları fransa, ingiltere ve rusya gibi ülkelerin devrimlerinden oldukça farklıdır. burada devrim, yüzeyde sınıflar arası bir karşıtlığın ya da sınıfsal bir hoşnutsuzluğun ifadesi olarak değil, bağımsızlık ve kurtuluş hareketine içkin bir şekilde gelişti. dolayısıyla bir ulus yaratma serüveni içinde de cereyan etti. devrim, bağımsızlık fikrinin altını dolduran siyasal ilkelerin, kurtuluşun ardından teorik zeminde anayasal çerçeve içinde kabul edilmesiyle anlam kazandı.

    yine de devrimin görünürde sınıfsal savaşın bir ürünü değilmiş gibi görünmesi, sınıfsal perspektiften bu tarihsel sürece yaklaşım geliştirmeyi engellemez. amerikan devrimi her ne kadar, amerikan halkının ingiliz imparatorluğu’na karşı bir başkaldırısını ifade etse de, isyan ve ayaklanma süresince yaşananlar, sınıfsal çelişkilerin ulusal arenadaki izdüşümleri gibidir. ingilizlerin sömürgesi olan amerikalılar, giderek yoğunlaşan vergi yükü karşısında bağımsızlık fikrini geliştirmiş ve sınıfsal çelişkiyi ulusal düzlemde örgütleyerek bir kurtuluş savaşına girişmişlerdir. amerikan devrimi’nin esas öyküsü de esasen siyasal talebin, vergi isyanı barutuyla ilerlemesi ve zafere ulaşmasıdır.

    ekonomik olarak yeni yeni ülkelerinde gelişmeye başlayan amerikalılar, ingiliz parlamentosunda söz hakkı istiyorlardı. vergilendirme, halkı harekete geçirme konusunda en etkili unsurlardan biriydi ancak siyasal haklardan yoksunluk, devrimin ilerlemesini sağlayan gerçek program oldu ve 1776’da amerika birleşik devletler adını alan sistemin kurulmasına öncülük etti. idarede ekonomik gelişiminin önünü açacak hamlelerde bulunmak amacıyla siyasal temsiliyet talep eden amerika’nın orta ve yüksek sınıfı, amerikan halkının ingiliz sömürgeciliğine duyduğu öfkeyi de arkasına alarak amerikan devrimini gerçekleştirmeyi başardı.

    edit: imla
  • fransız ihtilali'nin öncüsü ve tetikleyicisi olmasına rağmen onun yarısı kadar takılmayan, dünya tarihinin muhtemelen en önemli devrimi.
  • ingilizlerin, amerikan kolonilerine uygulamış olduğu sert politikalar üzerine (bkz: boston katliamı) 1775'de amerikan gönüllülerinin isyan ederek ingiliz birlikleri ile çarpışması ile başlayan devrimdir.bu isyanın devamında 4 temmuz 1776'da yapılan 2. kıta kongresi ile koloniler ünlü bağımsızlık bildirgesi'ne imza attılar. ingilizler ile savaş 1781 yılına kadar sürdü. 1781 yılında yenilgiyi kabullenen ingilizler, paris anlaşmasıyla yeni amerika devletinin varlığını kabul etti. her ne kadar, savaş sonrası yönetimin nasıl olacağına dair koloniler arasında bir çatışma yaşandıysa da, 1787'de philadelphia'da toplanan bir konvansiyon, yeni abd anayasası ile devrimi düzlüğe çıkardılar. ilginçtir ki, bu anayasanın öngördüğü siyasi sistem hali hazırdaki amerikan yönetiminde devam etmektedir. başkanlık sistemi, temsilciler meclisi, senato, ve yüksek mahkeme, bu anayasanın ve bu devrimin ürünleri olarak hala amerikada varlığını sürdürmektedir. 85 yılda 4 anayasa deviren bizim anayasa tarihimize baktıktan sonra "vay be, bu ne istikrar kardeşim" diyesim geldi...
  • abd ye 101 milyon dolara mal olmuş devrim.
  • amerika'daki kolonicilik anlayışı ispanya, afrika yahut asya'dakinden farklıdır. amerika'daki 13 koloniyi londra'dan tayin edilen bir vali kontrol ediyordu. kolonilere sınıfsal çatışma hakimdi ve bir yandan da köle ayaklanmalarının ayak seslerinden korkuluyordu. koloniler kendilerini britanyalı olarak görüyorlardı ve kurulmuş düzenin bozulmasına da sıcak bakmıyorlardı.

    bunların yanında ekonomik yayılma olgusu atlantik'in iki yakasındaki tüccarların birbirine karşı tavırlar geliştirmesine sebep olmuştu. ticaret ağları bütün sisteme yayılıyordu lakin tacirlerin, finansçıların ve imalatçıların toplumsal olaylara karışmaları ve siyasi otoritelere baskı yapmaları sadece belirli şehirlerde yoğunlaşıyordu.

    britanya, yedi yıl savaşlarında fransa'ya karşı kazandığı galibiyet sonucunda bengal'i kontrol altına almıştı. öte yandan kanada'yı da fethederek bir dünya imparatorluğu kurma yolunda adımlar atıyordu. savaşların kabarık bir faturası vardı ve bir kısmı kolonilere ödetilmek istendi. vergi sistemlerindeki bu değişiklikler kolonicileri rahatsız etmeye başlamıştı. koloniciler hiçbir söz hakkına sahip olmadıkları politikalar için vergi ödemek zorunda kalıyorlardı. ufak çaplı protestolar düzenlenmeye başlanmıştı. henüz devrimci bir dil olmasa da bu protestolar insanların ilk defa britanya'ya karşı harekete geçmelerine yol açtı. bu hareketlenme toplumun değişik düzeylerinde meydana geldi. muhalif entelektüeller, kıtalararası küçük tacirler ve zanaatkarlardan oluşan özgürlüğün çocukları adını kullanan gruplar ortaya çıktı. bu grup pek çok amerikalı arasında siyasal bilinç oluşturmaya hizmet ediyordu.

    kalabalık protestocular her şeye zarar vermeye başlamıştı. boston'da britanyalı birliklere kartopu atılması ve birliklerin silahla karşılık verip 5 kişiyi katletmesi tepkileri en yüksek noktasına eriştirmişti. tepkilerin arttığını gören britanya, çay hariç bütün vergileri kaldırdı. bu durum amerika'daki ajitasyonları biraz olsun durdursa da sona erdirmedi. 1773 yılında boston limanında bekleyen çay yüklü gemiye, amerika yerlileri gibi giyinmiş 100 kişilik bir grup tarafından saldırı düzenlendi. britanya için bardağı taşıran son damla bu olmuştu. britanya hükümeti olayları durdurmak ve kontrolu tekrar ele alabilmek için yeni bir vali atadı ve boston'a birlikler yolladı. yasalara karşı gelen kolonicilerin yargılanmak üzere britanya'ya geri götürüleceğine ilişkin hoşgörmezlik yasaları çıkarıldı.

    mesele vergi meselesinden çıkıp, koloni sakinlerinin kendilerini yöneten yasalarda söz hakkına sahip olup olamayacaklarıyla alakalı bir duruma evrilmişti. fransa'nın da destekleriyle güçlenen koloniciler, artık britanya hükümetine new york'un alınamayacağının sinyallerini veriyordu. bir yandan da yeni entelektüel fikirler insanların anlayabileceği şekilde yazılmaya başlanmıştı. thomas paine'ın yazdığı 'common sense' isimli broşür ise insanların olaylara farklı bakış açısı kazanmalarına vesile oldu. kimilerine göre bu broşür devrimi tamamlayan kitaptı.
    (bkz: thomas paine)

    amerikan devrimi genelde pek kanın dökülmediği bir savaş gibi gösterilir fakat iç savaş unsuru çok kanın döküldüğünü gösteriyordu. bu devrim yalnızca kolonilerin britanya'dan ayrılması meselesi değildi. new yorklu büyük toprak sahiplerinin feodal hakları yok oldu. büyük ailelere güven azaldı. yüzbinlerce insan eşitlik ve zulümden kurtulma düşüncelerine girdi. amerika'da serbest bir pazar yaratılmasına kendini adamış güçler eyalet meclislerinde kontrolü ele geçirdiler. bu elbette ekonomik bir gelişmenin yolunu açtı ama aynı zamanda da yeni zulüm ve sömürü biçimlerini de beraberinde getirdi.
  • her devrim kendi evlatlarını yer sözünün işlemediği bir devrim. devlet halka karşı tiranlık yapmasın diye halka silahlanma özgürlüğü veriyorlar. var mı lan daha ötesi?
  • twitter'da sevdiğim liberal hesaplardan woodhull'un bu konu hakkındaki şu twitter floodlarını okumanızı öneririm..
  • görsel
    semper fidelis.
  • amerikan bağımsızlık hareketi ve fransız ihtilali, çıkış nedenleri itibarıyla oldukça benzerlik göstermektedir. iki hareket de ideolojik olmayan bir kıvılcımla başlamış, ancak sonuçta kişi özgürlüklerini dünyaya deklare eden büyük devrimlere dönüşmüştür.

    avrupa’nın güçlü devletleri arasında çıkan yedi yıl savaşları (1756-1763) neticesinde yüklü savaş masraflarının halkın sırtına vergiler yoluyla yüklenmek istenmesi, devrim hareketlerinin tetikleyicisi olmuştur. ingiltere’nin zaten yüklü vergiler aldığı amerika’daki ingiliz kolonilerine, 1765’te yeni vergiler koyması kolonilerde büyük tepkiye neden olunca ingiltere geri adım atmıştı. bu geri adımla koloniler üzerinde itibarı zayıflayan ingiltere, zayıflayan hakimiyetini güçlendirmek için 1774’te koloniler üzerine yeni bir vergi hamlesi daha yaptı ve bu bardağı taşıran son hamle oldu. artık ingiltere’ye vergi vermek istemeyen “13 koloni” halkı, ingiltere’ye karşı bir bağımsızlık savaşı başlatarak, 4 temmuz 1776 günü bir bağımsızlık demeciyle amerika birleşik devletleri ismini verdikleri ülkelerinin bağımsızlığı ilan ettiler. 1776’da başlayan savaş, ingiltere’nin tüm cephelerde savaşı kaybetmesi ve 1783’te bu ülkenin amerika birleşik devletleri’ni bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla son buldu.

    21 haziran 1788 tarihinde kabul edilen ilk abd anayasası “biz, birleşik devletler halkı” ifadesiyle başlar ve devam eder “... daha mükemmel bir birlik yaratmak, adaleti sağlamak, ülke içinde huzuru güvence altına almak, ortak savunmayı gerçekleştirmek, genel refahı artırmak ve özgürlüğün nimetlerini kendimize ve gelecek kuşaklara sağlamak için bu amerika birleşik devletleri anayasası’nı takdir ve tesis ediyoruz.” (abd anayasası, giriş cümlesi)

    amerikan anayasası, giriş cümlelerinin de ifade ettiği üzere, halk egemenliğini tanıyan bir anayasadır ve anayasalı/liberal devlet tarihinin yazılı ilk anayasasıdır. liberalizmin kurucusu john locke ve halk egemenliği fikrinin ateşli savunucusu jean jacques rousseau’nun fikirlerinin “neredeyse tam metni” niteliğini taşıyan “1776 virginia haklar bildirisi”, 1788 tarihli abd anayasası’na kaynaklık etmiş ve liberal devletin niteliklerini dünyaya duyurmuştur. aşağıda önemli maddeleri verilmiş olan bu 1776 amerikan haklar bildirisi okunurken, maddelerde ifade edilen hususlar, sözleşme kuramı (bkz: toplumsal sözleşme) ve sözleşmeci düşünürlerin fikirleri hatırlanarak okunursa, amerika devleti’nin ve daha sonra gerçekleşecek büyük siyasal dönüşümlerin hangi fikri kökenler üzerine inşa edildiği anlaşılacak, 21. yüzyıl dünyasını yorumlamak kısmen kolaylaşacaktır:

    madde 1: “tüm insanlar eşit, özgür ve bağımsız doğarlar. insanların gelecek nesillerinin ellerinden alınamayacak mülk edinme, mutluluk ve güvenlik arama, yaşam ve bağımsızlık hakkı gibi doğuştan gelen belli hakları vardır.”

    madde 2: “iktidar yetkisi halkındır ve halktan gelir; yöneticiler halkın vekilleridir ve her zaman halka karşı sorumludurlar.”

    madde 3: “yönetim; halkın, ortak yararı, savunması ve güvenliği için kurulmuştur; yönetim şekilleri içinde en iyisi, en fazla mutluluğu ve gü- venliği sağlayabilen ve kötü yönetime karşı en etkin önlemleri alabilen yönetimdir; yönetim bu amaçlar için yetersiz bulunduğunda veya bu amaçlarla çeliştiğinde toplumun çoğunluğu, kamu refahına en uygun olduğu hükmü verilen bir biçimde, bu yönetimde reform yapmak, yapı- sını değiştirmek ya da yönetimi ilga etmek hakkına sahiptir ve bu hak vazgeçilmez, devredilemez ve iptal edilemez bir haktır.”

    madde 5: “devletin yasama, yürütme ve yargılama güçleri birbirinden ayrı olmalıdır.”

    madde 6: “milletvekillerinin seçimi serbest olmalıdır; topluma bağlılı- ğına dair yeterli delili olan herkesin oy hakkı vardır; kimseden rızasız vergi alınamaz, mülkünden yoksun bırakılamaz.”

    madde 8: “ceza gerektiren durumlarda, kişi tüm adil yargılanma haklarına sahiptir, (kendisine yapılan suçlamanın gerekçesini ve niteli- ğini sorma, suçlamayı yapanlarla ve tanıklarla yüzleşme, kendi lehine olan delilleri isteme, tarafsız bir jüri önünde hızla yargılanmayı talep etme) kişi kendi aleyhine delil göstermeye zorlanamaz. ülkenin bu konuda bir yasası olmadıkça kimsenin özgürlüğü elinden alınamaz.”

    madde 12: “basın özgürlüğü; özgürlüğün en güçlü kalelerinden birisidir. despotik yönetimler olmadıkça hiçbir şey tarafından sınırlandırılamaz.”

    madde 16: “dinimiz, şiddet ve baskıyla değil, ancak mantık ve inançla yönetilebilir; bu nedenle herkes vicdanının buyruklarına göre dinini özgürce yaşama hakkına sahiptir; hristiyan dininin sabrını, sevgisini ve merhametini birbirine göstermek herkesin karşılıklı görevidir.”

    görüldüğü üzere 1776 virginia haklar bildirisi, “doğal haklar kuramı” (bkz: doğal haklar) gözetilerek, tamamen sınırlı bir iktidar üzerine kurgulanmıştır. amerikan haklar bildirisinden etkilenmesi olası olan fransız fikriyatı da, “fransız insan ve yurttaş hakları bildirisi” hazırlanırken, benzer konulara odaklanacak ve neticede liberal bir anayasa ortaya çıkmasını sağlayacaktır. 1776’da amerika kıtasında başlayan özgürlükçü/liberal hareket, 1789’da avrupa kıtasında fransız ihtilali ile devam etmiştir. amerikan bağımsızlık bildirgesi ve fransız insan hakları bildirgesi, liberal uyanışın dünyaya duyurulmasının mihenk taşları olmuştur. fatih serkan azizata. osmanlı'dan cumhuriyet'e milli egemenlik, s. 42-45.
  • pek çok tarih okumasında fransız ihtilali'ne benzetilen amerikan bağımsızlık hareketi.

    bizim gibi doğulu ülkelerin aksimize, batılı ülkeler çok ağır kayıplar verdikleri devrimler sonucu kazandıkları hakları bırakmamak için bugün hala büyük uğraşlar veriyorlar ve kurulu düzenlerini bunu düşünerek inşaa ediyorlar.

    peki, bugün amerika'nın anayasasından tutunda yönetim şekline kadar etkisi olan amerikan devrimi nasıl başladı, nasıl bitti?

    american revolution for dummies by justin mcleod

    1754-1763: fransız ve kızılderili savaşı;

    paris antlaşması, fransa ile büyük britanya arasında dünya çapında dokuz yıl süren savaşın amerika ayağı olan fransız ve kızılderili savaşı'nı sona erdirdi.(avrupa aşaması yedi yıl savaşlarıydı.)

    savaşın sonucunda fransa, mississippi nehri'nin doğusundaki tüm kuzey amerika topraklarını ingiltere'ye bıraktı. savaşın maliyetleri, ingiliz hükümetinin amerikan kolonilerine yeni vergiler koyma kararına katkıda bulundu.

    22 mart 1765: pul yasası;

    şeker yasası (1764) gibi damga yasası da genişleyen britanya imparatorluğu'nun savunma masraflarını karşılamak üzere daha fazla gelir sağlamak için çıkarılmıştı.

    bu yasa, ingiliz parlamentosunun yasal belgeler, gazete ilanları ve gemi konşimentoları da dahil olmak üzere çok çeşitli sömürge işlemleri üzerinden doğrudan vergilendirme yoluyla gelir elde etmeye yönelik ilk girişimiydi. öfkeli sömürgeciler, pulları kullanmayı açıkça reddederek, isyanlar çıkararak, pul yakarak ve sömürge pul dağıtıcılarına gözdağı vererek pul yasası'nı geçersiz kıldılar.

    15 haziran-2 temmuz 1767: townshend yasaları

    dört yasadan oluşan townshend yasaları, ingiliz parlamentosu tarafından, inatçı bir temsilci meclisinin askıya alınması ve gelir vergilerinin toplanmasına ilişkin katı hükümler yoluyla koloniler üzerinde otorite kurmaya yönelik tarihi hakkı olduğunu düşündüğü şeyi savunmak amacıyla kabul edildi.

    yasalara her yerde sözlü ajitasyon ve fiziksel şiddet, kasıtlı olarak vergi kaçırma, tüccarlar arasında yenilenen ithalat yapmama anlaşmaları ve özellikle boston'da ingiliz icra ajanlarına karşı açık düşmanlık eylemleriyle direnildi. bunun üzerine ekim 1768'de parlamento, ingiliz ordusundan iki alayı boston'a gönderdi.

    5 mart 1770: boston katliamı

    boston'da, kalabalıkların tacizine uğrayan küçük bir ingiliz askeri müfrezesi ateş açarak beş kişiyi öldürdü ve bu olay kısa süre sonra boston katliamı olarak anılmaya başlandı. askerler cinayetle suçlandı ve john adams'ın başarılı bir savunma yaptığı sivil bir mahkemeye çıkarıldı.

    16 aralık 1773: boston çay partisi

    hem çay üzerindeki vergiyi (temsilsiz vergilendirme) hem de doğu hindistan şirketi'nin algılanan tekelini protesto eden mohawk halkı kılığına girmiş bir grup bostonlu, demirli gemilere binerek 10.000 sterlin değerinde çayı limana döktü; bu olay halk arasında boston çay partisi olarak bilinir.

    mart-haziran 1774: tahammül edilemez eylemler

    ingiliz parlamentosu, 1773-74 kışında kolonilerin ingiliz yönetimine karşı direnişine misilleme olarak, tahammül edilemez (veya zorlayıcı) yasalar olarak bilinen dört önlemi yürürlüğe koydu:

    boston liman yasası, massachusetts hükümeti yasası, adalet yönetimi yasası ve quartering yasası.

    bu baskıcı yasalar massachusetts'in gözünü korkutmak ve onu diğer kolonilerden izole etmek yerine, 1774'te birinci kıta kongresi'nin toplanmasına gerekçe oldu.

    5 eylül 1774: birinci kıta kongresi toplandı

    hoşgörüsüz yasalara tepki olarak yazışma komiteleri tarafından çağrılan birinci kıta kongresi philadelphia'da toplandı. elli altı delege georgia hariç tüm kolonileri temsil ediyordu.

    23 mart 1775: patrick henry'nin "bana özgürlük verin ya da ölümü verin" konuşması

    büyük britanya ile savaşın kaçınılmaz olduğuna inanan virginiapatrick henry, richmond'daki bir kilisede yaptığı ateşli bir konuşmada ingilizlere karşı savaşmak için virginia milislerinin donatılması yönündeki güçlü kararları şu ünlü sözlerle savundu: "başkalarının nasıl bir yol izleyeceğini bilmiyorum, ama bana gelince, bana özgürlük verin ya da ölümü verin!"

    18-19 nisan 1775: paul revere'nin yolculuğu ve lexington ve concord savaşları

    paul revere, 18 nisan 1775 gecesi charlestown'dan lexington'a (her ikisi de massachusetts'te) at sürerek ingilizlerin concord'daki koloni cephaneliğini ele geçirmek üzere boston'dan yola çıktıklarını haber verdi.

    yolda, 700 kişilik ingiliz kuvveti lexington green'de 77 yerel minutemen ve diğerleri tarafından karşılandı. ilk ateşi kimin açtığı belli değildir, ancak bu sekiz amerikalının ölümüne yol açan bir çatışmaya neden olmuştur. concord'da ingilizler yüzlerce milis tarafından karşılandı.

    sayıca üstün olan ve cephanesi azalan ingiliz birliği boston'a çekilmek zorunda kaldı. dönüş yolunda amerikalı keskin nişancılar ingilizlere ölümcül darbeler indirdi. lexington ve concord savaşlarındaki toplam kayıp 273 ingiliz ve 90'dan fazla amerikalıydı.

    17 haziran 1775: bunker hill savaşı

    charlestown'daki breed's hill, ingiliz kontrolündeki boston'un amerikan kuşatmasının bir parçası olan ve yanıltıcı bir şekilde bunker hill muharebesi olarak adlandırılan çatışmanın ana merkeziydi. yaklaşık 2.300 ingiliz askeri sonunda tepeyi yerleşik amerikalılardan temizledi, ancak saldırı gücünün yüzde 40'ından fazlasını kaybetmek pahasına. savaş amerikalılar için manevi bir zaferdi.

    ocak 1776: thomas paine'in sağduyu kitabı yayımlandı

    1775'in sonlarında ingilizlerle olan sömürge çatışması, ulusları ayırmayı amaçlayan bir savaş değil, hala bir iç savaş gibi görünüyordu; ancak thomas paine'in saygısız broşürü common sense'in yayınlanması bağımsızlığı aniden gündeme getirdi. paine'in zarif ve doğrudan bir dille kaleme aldığı 50 sayfalık broşürü birkaç ay içinde 100.000'den fazla sattı. sağduyu, diğer tüm yayınlardan daha fazla bağımsızlık bildirgesi'nin yolunu açtı.

    4 temmuz 1776: bağımsızlık bildirgesi kabul edildi

    kongre'nin kolonilerin kendi hükümetlerini kurmalarını tavsiye etmesinin ardından bağımsızlık bildirgesi thomas jefferson tarafından yazıldı ve komitede gözden geçirildi. kongre 2 temmuz'da bağımsızlık için oylama yaptı; 4 temmuz'da bağımsızlık bildirgesi'ni kabul etti.

    22 eylül 1776: nathan hale idam edildi

    21 eylül 1776'da bilgi almak için long ısland'daki ingiliz hatlarına giren amerikalı yüzbaşı nathan hale ingilizler tarafından yakalandı. ertesi gün yargılanmadan asıldı. ölümünden önce hale'in, joseph addison'ın cato adlı oyunundaki bir söze benzer şekilde, "ülkem için kaybedecek tek bir hayatım olduğu için üzgünüm" dediği düşünülüyor.

    ı only regret that ı have but one life to lose for my country

    25-26 aralık 1776: washington delaware'i geçti

    new york'u terk etmek zorunda kalan ve ingilizler tarafından new jersey'e sürülen george washington ve kıta ordusu, noel gecesi buzlarla kaplı delaware nehri'ni gizlice geçerek, şafak vakti trenton'daki hessen garnizonunu şaşırtarak ve yaklaşık 900 esir alarak geri saldırdı. trenton'da ve princeton savaşı'nda (3 ocak 1777) kazanılan amerikan zaferi yeni ülkeyi ayağa kaldırdı ve bağımsızlık mücadelesini canlı tuttu.

    17 ekim 1777: burgoyne saratoga'da teslim oldu

    general john burgoyne komutasındaki bir ingiliz kuvveti 1777 yazında kanada'dan güneye doğru ilerleyerek ticonderoga kalesi'ni ele geçirdi (5 temmuz), ardından bennington, vermont (16 ağustos) ve bemis heights, new york'ta (7 ekim) kesin olarak kaybetti. güçleri tükenen burgoyne saratoga'da teslim oldu.

    19 aralık 1777-19 haziran 1778: washington valley forge'da kışlıyor

    brandywine ve germantown muharebelerindeki başarısızlıkların ardından washington ve 11.000 düzenli asker, ingiliz işgali altındaki philadelphia'nın 35 km kuzeybatısındaki valley forge'da kışlık karargâh kurdu. yaygın hastalık, yarı açlık ve şiddetli soğuklar nedeniyle safları bozulmuş olsa da, yeniden örgütlenen kıta ordusu bir sonraki haziran ayında iyi disiplinli ve etkili bir savaş gücü olarak ortaya çıktı.

    6 şubat 1778: fransa ve amerika birleşik devletleri bir ittifak kurdu

    fransızlar 1776'dan beri amerikalılara gizlice mali ve maddi yardımda bulunuyordu, ancak paris'te dostluk ve ticaret antlaşması ile ittifak antlaşması'nın imzalanmasıyla fransız-amerikan ittifakı resmiyet kazandı. fransa savaşa girmek için filolar ve ordular hazırlamaya başladı ancak haziran 1778'e kadar ingiltere'ye resmen savaş ilan etmedi.

    23 eylül 1779: john paul jones: "henüz savaşmaya başlamadım!"

    abd savaş gemisi bonhomme richard, ingiltere'nin flamborough head açıklarında ingiliz gemisi hms serapis ile girdiği savaşın en kötü anlarını yaşarken, amerikalı komutan john paul jones teslim olmayı reddederek "henüz savaşmaya başlamadım!" dedi. jones sonunda zafer kazandı, ancak bu süreçte gemisini kaybetti.
    ı have not yet begun to fight!

    eylül 1780: benedict arnold vatan haini oldu

    savaşın başlarında bir dizi muharebede kahramanca savaşan amerikalı general benedict arnold, komuta ettiği west point, new york'taki kaleyi teslim etmek için ingilizlerle komplo kurdu. arnold'un pazarlık yaptığı ingiliz subayı john andré yakalandıktan ve komplo ortaya çıktıktan sonra casus olarak asılınca, arnold ingilizlere sığındı.

    1 mart 1781: konfederasyon maddeleri onaylandı

    kıta kongresi tarafından kurulan ilk hükümet ile 1787 tarihli abd anayasası'nda öngörülen federal hükümet arasında köprü görevi gören bir hükümet örgütlenmesi planı olan konfederasyon maddeleri 1776-77 yıllarında yazılmış ve 15 kasım 1777 tarihinde kongre tarafından kabul edilmiştir. ancak maddeler 1 mart 1781 tarihine kadar eyaletler tarafından tam olarak onaylanmamıştır.

    eylül-ekim 1781: yorktown kuşatması

    lord cornwallis 15 mart 1781'de kuzey carolina'daki guilford courthouse'da pahalıya mal olan bir zafer kazandıktan sonra virginia'ya girerek buradaki diğer ingiliz kuvvetlerine katıldı ve yorktown'da bir üs kurdu. washington'un ordusu ve fransız kont de rochambeau komutasındaki bir kuvvet yorktown'u kuşatma altına aldı ve cornwallis 19 ekim 1781'de 7.000'den fazla kişiden oluşan ordusunu teslim etti.

    3 eylül 1783: paris antlaşması savaşı sona erdirdi

    yorktown'daki ingiliz yenilgisinden sonra, amerika'daki kara savaşları büyük ölçüde sona erdi; ancak savaş denizde, özellikle ingilizler ile amerika'nın ispanya ve hollanda'yı da içeren avrupalı müttefikleri arasında devam etti. kuzey amerika'daki askeri karar, 1783 paris antlaşması'na dahil edilen 1782 tarihli ön anglo-amerikan barış antlaşmasında yansıtıldı. antlaşmanın şartlarına göre ingiltere, batıdaki mississippi nehri de dahil olmak üzere cömert sınırlara sahip birleşik devletler'in bağımsızlığını tanıdı. ingiltere kanada'yı elinde tutarken doğu ve batı florida'yı ispanya'ya bıraktı.

    kaynakların hepsi linklenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap